23 Nisan 2008 Çarşamba

Milliyet: “23 Nisan’a ilahilerle girilir mi hiç!”


DHA, sonunda aradığı alternatif kutlama haberini buldu. Şanlıurfa’da başörtülü bir kız şiir okudu, çocuklar ilahi söylediler; hem de tam 23 Nisan’a saatler kala!

Bir haftadır iyi bir ihbar yakalamak için kıyı köşe araştıran Doğan Haber Ajansı; yolunu dört gözle beklediği haberi nihayet 22 Nisan akşamı yakaladı. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı öncesi başörtülü küçük bir kıza şiir okutturulmuştu ve çocuklar bayrama ilahi okuyarak girmişlerdi! DHA’nın servis ettiği, Milliyet’in soğutmadan masaya getirdiği haberin başlığı sanki dayanılma bir dram anlatırmış gibi: “Şanlıurfa’da çocuklar 23 Nisan’a ilahiler okuyarak girdi” Haberin devamı ise şöyle geliyor: “Şanlıurfa’da 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları öncesi küçük çocuklar, Kutlu Doğum Haftası nedeniyle düzenlenen etkinlikte başörtüleri ile sahneye çıkıp Kürtçe- Türkçe ilahi okuyarak tekbir getirdi. Genelkurmay’ın 27 Nisan Bildirisi’nde ‘Alternatif 23 Nisan Kutlamaları’ olarak nitelenen harem-selamlık düzene göre yapılan kutlama programında, başörtülü 7 yaşındaki bir kız çocuğu peygamber sevgisini Kürtçe şiirle dile getirdi.

İhbarın detayları atlanmıyor. Kim tarafından, nerede ve nasıl düzenlendiğine dair tüm kayıtlar tutulmuş. “Kadın izleyiciler salonun üst katındaki bölümüne, erkekler ise alt kata alınmış.” Haremlik-selamlık oturdukları yetmezmiş gibi geceye “kadınların büyük bölümü kara çarşaflı, erkeklerin ise cüppeli, takkeli, şalvarlı” geldikleri DHA’nın “dikkatini çekmiş”! Gecede Kur’an okunduğu gibi, “Beyaz gömlek ve siyah pantolon giyen çocuklar için salondakiler sık sık salavat getirmiş. Grup, müzik eşliğinde Kürtçe ve Türkçe ilahiler seslendirmiş.” Nasıl? Tam bir alternatif kutlama! Zaten DHA da böyle düşünmüş ve ola ki okurların dikkatinden kaçar diye titiz jurnalci gazeteciliğin gereğini yerine getirmiş:

“Geçen yıl Anadolu Gençlik Derneği’nin, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda Ankara’daki Atatürk Spor Salonu’nu kiralayarak ‘Asr-ı Saadet Gecesi’ programı düzenleme girişimi toplumda infial yaratacağı gerekçesiyle son anda ertelenmişti. ‘Kuran okuma yarışması’nın düzenleneceği program Genelkurmay Başkanlığı’nın 27 Nisan’da açıkladığı bildiride de ‘alternatif 23 Nisan kutlamaları’ olarak nitelendirilmişti. Aynı tarihte Şanlıurfa’da, Mustazaflar Derneği tarafından Atatürk Spor salonunda yapılan kutlamalarda gecenin geç saatlerinde yaşları 5 ile 12 arasında değişen 8 kız çocuğu çıkmıştı. Arkalarında Atatürk posteri ve Türk bayrağı bulunan, başları örtülü olan ve yeşil renkte tek tip giyinmiş olan kızların sahnede ilahi okuması Genelkurmayın yayınladığı bildiride tepkiye neden olmuştu.”

İhbarın sonunda bir ilahiyat profesörünün günün anlamına ilişkin konuşma yaptığı belirtilirken, üniversite ve isim verilmesi hususu atlanmamış ki, ilgili merciler harekete geçmek isterse ellerinde delil olsun.


Son olarak müstesna Milliyet okurlarının şaheser niteliğindeki feraset örnekleriyle dolu yorumların bir demet seçki yaparak, olayın vahametini anlayalım!

“El kadar çocukların başına bez dolayıp sahneye çıkartmak moda oldu. Eylemlerde çocuk kullanmak başka bir örgütün taktiği değil miydi?”

“Yazıklar olsun size!!! Atalarınız dedeleriniz bunun için mi öldü? Şehrinize adını verenden, şehrinizin adından utanın bu rezilliğe izin verenler.”

“Bu görüntülerin sorumlusu şu anki siyasi iktidardır. Bilinçli bir şekilde cumhuryetten intikam alıyorlar. Bundan 6 sene önce kutlu doğum haftası 23 nisanda kutlanmıyordu.”

“Peygamberin doğum gününü bilen yok ve islam aleminde böyle birşey yoktur vede yasaktır. KUTLU DOĞUM GÜNÜ AKP ve fanatik şeriatçıların 23 Nisan a karşı geliştirdikleri bir karşı kutlama ve provakasyon gösterileridir. Aynı şeyler değişik isimlerle diğer bayramlarda ve yeni yıl kutlamalarındada alternatif olarak radikal dini kesimlerce geliştiriliyor. Bunlar tamamen siyasi olup dini içerik ve tanımı yoktur.”

“7 yaşındaki kız çocuğunun kafasına bu bez parçasını takan hayasızlar, daha da kötüsü bunu normal karşılayan bazı vatandaşlarımız baksınlar bakalım 1930-1980 arası çocuk ve gençlik bayramı kutlamalarına böyle bir şey var mı? İşte bu yüzden laiklik elden gidiyor!”

“utanıyorum artık böyle haberleri okurken. nerelerden nerelere geldik. ATATÜRK'ün kurduğu çağdaş ve laik devletimiz ciddi bir tehlike altında. neler yapılabilir bilmiyorum ama bir an önce bu ufacık çocuklarımızı ve kadınlarımızı bu durumdan kurtarmalıyız..”

“Bu mudur, Çağdaş Cumhuriyet'in çağdaş çocukları?Henüz miniminnacıklar;fakat kafalarındaki türbanla bir siyasi simgeyi temsil ediyorlar?Bu durumun farkındalar mı?Değiller. Haydi Türkiye çocuklarımızı bu zihniyete teslim etmemek için elele. . .”

20 Nisan 2008 Pazar

Hürriyet’in ‘Kutlu Doğum’ Karnesi: Pekiyi!

Hürriyet, bu yıl da etkinlikleri yakından takip ederek nerede başörtülülerin ‘ortaya çıktığını’, nerede seyircilerin ‘haremlik-selamlık’ oturduğunu tespit ederek, ek iddianameye ve muhtemel muhtıralara delil topladı.

Jurnalci gazeteciliğin amiral gemisi Hürriyet; Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle düzenlenen etkinlikleri bu yıl da çok yakından takip ederek, vazifesini layıkıyla yerine getirdi. “Genelkurmay Başkanlığı’nın 27 Nisan 2007’deki tepkisine yol açan yeşil kıyafetli türbanlı kız çocuklarından oluşan grubun bu yıl Şanlıurfa’nın Ceylanpınar İlçesi’nde ortaya çıktığını” yerinde tespit etti. Şanlıurfa İl Müftülüğü’nce düzenlenen şiir ve hadis yarışmasında dereceye giren Kuran kursu öğrencilerinden birinin başı açık, dokuzunun başörtülü olduğunu gözünden kaçırmadı. Konya Müftülüğü’nce düzenlenen ’İmam Hatip Liseleri Arası Siyer Bilgi Yarışması’nda kız öğrencilerin “türbanlarıyla katıldığını” ve üstelik öğrencilerin konferans salonunda harem-selamlık şeklinde oturduğunu fotoğraflarıyla belgeledi. Muhtemelen gazete küpürleri; ilgili mercilere ek delil olarak ulaştırılmıştır.

Hürriyet’in bu ihbarları sunduğu haber dili ise merkez medyanın pespayeliğini gösteriyor. Örneğin “Başları örtülü olan ve yeşil renkte tek tip kıyafet giymiş kızlar” tamlamasıyla sanki bir suç şebekesinin aranan sabıkalılarından bahsediliyor! Birçok haberde şuna benzer ifadeler özellikle yer alıyor: “İsimleri anons edilerek Atatürk posteri ve Türk Bayrağı'nın bulunduğu sahneye çağırılan öğrencilerden sadece ilköğretim okulu öğrencisi Selma Yılmaz’ın başının açık olduğu dikkat çekti...” ya da “Türbanlı Kuran kursu öğrencisi kızlar Atatürk posteri ve Türk Bayrağı önünde ilahiler ve kuran okudu.” Bu detaycı jurnalciliğin kime/neye hizmet etmek maksadıyla yapıldığı ise yine konuyla ilgili bir haberin sonundaki ifadelerden rahatlıkla anlaşılıyordu: “22 Nisan gecesi Şanlıurfa’nın Atatürk Spor Salonu’nda düzenlenen ve yaklaşık 2 bin kişinin katıldığı Kutlu Doğum Konferansı’nda, yaşları 5 ile 12 arasında değişen yeşil renkte giyinmiş, başları örtülü 8 kız çocuğu arkalarında Atatürk posteri ve Türk Bayrağı önünde ilahi okumuştu... Genelkurmay Başkanlığı, 27 Nisan 2007’de gece yarısı internet sitesine koyduğu bildiride yaşananlara tepki göstermişti.”

Hürriyet, bir yandan jurnalcilik yaparken, diğer yandan ne tür demeç ve etkinliklerin merkez medya tarafından takdirle karşılanacağına ortaya koymayı ihmal etmedi. Örneğin Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Bardakoğlu’nun “Diyanet İşleri olarak demokrasi ve laikliği önemsiyor ve bir arada yaşamanın önemli bir ayağı olarak görüyoruz” açıklamalarını büyük puntolu başlıklarda öne çıkardı. “Davul zurna ilahili Kutlu Doğum” haberinde İzmir Müftülüğü’nün düzenlediği birinci İzmir Yağlı Güreşleri etkinliğinden hoşnut bir dil kullandı. Hatta “güreşlerin her yaştan vatandaş tarafından büyük ilgi görmesini,” etkinliği haklı olarak eleştiren Milli Gazete’ye verilen bir cevap olarak değerlendirdi. Hangi etkinlikte kim ne derse desin, Hürriyet hep aynı demeç verilmiş gibi yaptı: “Peygamberimizin sünneti baştan sona sevgiyi ve hoşgörüyü işliyor. Bizim medeniyetimiz hoşgörü medeniyetidir.”

23 Nisan geliyor. Bayram dedikleri günün çocuklar için tören eziyetine dönüştürülmesine karşı ‘pedagojik’ bir ilgi, alaka olacak mı dersiniz? Bakalım Hürriyet’te “tek tip kıyafet giymiş kızlar” ile ilgili tek bir haber görebilecek miyiz? Sormak bile abes geliyor değil mi?